BAŞAK TIP MERKEZİ
ÇOCUKLUK ÇAĞI OBEZİTESİNİN SONUÇLARI VE ÖNLEME STRATEJİLERİ...

Çocukluk çağı obezitesi ciddi bir küresel sağlık sorunudur, zira günümüzde altı ile on sekiz yaş arası çocukların yaklaşık olarak %25’i obezdir. Yaş ve cinsiyete göre tanımlanmış olan vücut kitle indeksinin %85-94 persentilin arasında olması fazla kiloyu, %95 persentilin üzerinde olması ise obeziteyi göstermektedir. Çocukluk çağı obezitesi son yirmi beş yılda beslenme alışkanlıklarının değişmesine bağlı olarak neredeyse üç katına çıkmıştır. Araştırmalar okul öncesi yıllarda fazla kilolu olan çocukların yarısından fazlasının erişkin yaşamda da fazla kilolu olduğunu göstermektedir. Obezitenin metabolik sendrom, kardiyovasküler hastalık, diyabet ve bununla ilişkili göz ve böbrek komplikasyonları, yağlı karaciğer hastalığı, gut hastalığı, astım, uyku apnesi, polikistik over sendromu, infertilite, ortopedik komplikasyonlar, psikiyatrik hastalık, kanser gibi hastalıkların gelişme olasılığını arttırdığı bilindiğinden durum gittikçe daha endişe verici bir hal almaktadır. Obezitenin erken dönemde, çocuklar obez yetişkinler haline gelmeden tanınarak tedavi edilmesi ileride oluşabilecek komplikasyonların önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir (1,2).

Çocukluk çağı obezitesi için risk faktörleri nelerdir? Yapılan araştırmalarda ailedeki obezite öyküsünün, riski 2-8 kat arttırdığı belirlenmiştir (3). Konsepsiyon (yumurtanın döllenmesi ve ana rahmine tutunması) ile 2 yaş arası değiştirilebilir risk faktörlerini incelemek üzere 282 çalışmanın sistematik olarak gözden geçirildiği bir meta-analizde hareketsiz yaşam tarzına sahip ve gebelik öncesi daha kilolu olan annelerin çocuklarında obezite riski daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca gebelik döneminde fazla kilo alımı, annede sigara içme öyküsü ve gebelik diyabeti öyküsü de çocukluk çağı obezitesi için risk faktörleri olarak tanımlanmıştır. Emzirme, obezite gelişimi için koruyucu bir faktör gibi görünmekteyken, dört aydan önce katı gıda alımına başlanması obezite ile ilişkilendirilmiştir (4).

Çocukluk çağı obezitesine beslenme alışkanlıklarının büyük etkisi vardır. ‘Fast food’ tarzı yüksek kalorili yiyeceklerin ve şekerli içeceklerin fazla miktarda tüketilmesi ve öğün aralarında abur cubur yeme alışkanlıkları çocuklar ve ergenler arasında günlük enerji ve yağ alımını oldukça arttırmıştır. Yapılan bir çalışmada, kilolu çocukların genellikle kahvaltıyı kaçırdıkları ya da kahvaltıda daha az kalori aldıkları ve alması gereken günlük kalorinin yarısından fazlasını ise akşam yemeklerinde aldıkları gözlenmiştir (5). Bir meta-analizin sonuçlarına göre okul çevresinde bulunan ‘fast food’ restoranlarının sayısının fazla olması çocukların okul çıkışı buralardan alışveriş yaparak sağlıksız ve dengesiz beslenmelerine olumsuz katkıda bulunmaktadır (6).

Çocukluk çağı obezitesi hareketsiz bir yaşam tarzı ile de ilişkilendirilmiştir. Boş zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite yerine bilgisayar başında oyun oynama ve televizyon seyretme alışkanlığının obezite riskini arttırdığı tespit edilmiştir (3, 5). Ayrıca kentleşmenin artmasıyla birlikte çocukların okula yürüyerek gitme ve ev işlerine yardım etme gibi günlük yaşamlarındaki fiziksel aktivitenin sıklığı ve süresindeki azalma da obezitenin artma nedenlerinden sayılmaktadır (6).

Kötü uyku kalitesi ve uyku süresindeki kısalma da çocukluk çağı obezitesi ile ilişkili bulunmuştur. Bunun nedeni olarak, uyku süresi kısaldıkça akşam geç saatlerde yeme alışkanlığının ortaya çıkması gösterilmektedir (7).

Beklenenin aksine, ailenin düşük sosyoekonomik seviyeye sahip olması da çocukluk çağı obezitesi ile ilişkili bir diğer faktördür. Bunun nedeni, fiziksel aktivite için güvenli alanlara ulaşımın ve sağlıklı yiyeceklere düzenli olarak erişimin zor olmasıdır. Düşük sosyoekonomik statüye sahip çocukların meyve ve sebze yeme oranlarının daha düşük ve doymuş yağ alımının ise daha yüksek olduğu bildirilmiştir (8).

Çocukluk çağı metabolik sendromu; genetik ve çevresel etkenlere bağlı olarak gelişen obezite, insülin direnci, bozulmuş glukoz toleransı, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar ve diğer metabolik anormallikleri içeren bir grup risk faktörü ile ilişkili bir metabolizma bozukluğudur. Ciddi derecede obez çocukların neredeyse yarısında bulunur. Bu çocuklarda bozulmuş şeker yükleme testleri, yüksek trigliserit ve kolesterol düzeyleri saptanmaktadır. Çocukluk çağı obezitesine tip 2 diyabet prevalansındaki artış eşlik etmektedir. Obezite ile ilişkili diyabeti olan çocuklar, yetişkin başlangıçlı diyabete göre orta yaşlarda böbrek yetmezliği ve kardiyovasküler olaylara bağlı ölümler açısından daha fazla risk altındadır. Metabolik sendromu olan çocuklar üç kat daha yüksek hipertansiyon riskine sahiptir. Ayrıca obez hipertansif hastalarda sıklıkla sol ventrikül hipertrofisi gelişir ve bu da kardiyovasküler olaylara bağlı mortalite riskini artırır (2).

Uyku apnesi sendromu obez çocuklarda önemli bir sağlık sorunudur ve büyüme ve gelişme üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Uyku sırasında üst hava yolunda tekrarlayıcı kısmi veya tam tıkanmalar ile karakterizedir. Bu ilişkiye katkıda bulunan olası patofizyolojik mekanizmalar; tonsillerdeki büyüme, göğüs duvarı mekaniğindeki değişim ve solunum kontrolündeki anormalliklerdir (9).

Epidemiyolojik verilere göre, çocukluk çağı obezitesi ile polikistik over sendromu arasında genetik çalışmalarla doğrulanmış yakın bir ilişki vardır. Bu sendrom polikistik yumurtalıklara ek olarak testosteron yüksekliği, düzensiz adet görme, kıllanma artışı ve akne ile ilişkilidir. Pediatrik obezite ayrıca kız ve erkek çocuklarda erken ergenlik ile de ilişkilendirilmiştir. Obezite varlığında adrenal androjenlerdeki artışların erken cinsel olgunluk başlangıcı ile ilişkili olabileceğine dair kanıtlar mevcuttur. Bu durum geçici bir büyüme hızlanmasına ve kemik olgunlaşmasına yol açabilmektedir. Bunun sonucunda, erken yaşta epifiz hattının kapanması ile boy kısalığı ortaya çıkabilir (2, 10).

Çocukluk çağı alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı karaciğerde anormal yağ birikimi ile karakterizedir ve yine obezite ile ilişkilidir. Genellikle semptom vermez ve abdominal ultrasonda sıklıkla rastlantısal olarak tespit edilir. Karaciğer fonksiyon testlerinde orta derecede bozulma ve trigliserit ve kolesterol seviyelerinde orta derecede yükselme ile ilişkilendirilebilir. Tek başına iyi bir prognoza sahip olmasına rağmen yetişkinlik döneminde siroz ve son dönem karaciğer hastalığı riski artmıştır (2).

Obezitenin kas ve iskelet sistemi sorunlarına da neden olduğu bilinmektedir. Bunlardan biri de femur başı epifiz kaymasıdır. Ergenlerde kalça veya diz ağrısı semptomlarına neden olan bir kalça bozukluğudur. Femur başı epifizindeki yumuşama ve fazla kiloya bağlı artmış makaslama kuvvetleri nedeniyle femur başı epifizi ile femur boynu arasındaki ilişkinin bozulması sonucu ortaya çıkar. Erkek çocuklarda ve aşırı kilolularda daha sık görülür. Dizde anormal yüklenmeye bağlı erken dejeneratif artrit ortaya çıkabilir. Ayrıca fazla kilolu çocuk ve ergenlerin normal kilolu yaşıtlarına göre travma sonucunda kırık olma olasılığı daha yüksektir. Nedeni olarak, aşırı kilolu bir çocuğun kilolu olmayan bir çocuğa göre daha büyük bir kuvvetle düşeceği ve kırık oluşma olasılığının daha yüksek olduğu öne sürülmüştür (1,2).

Yetişkinlerde obezitenin venöz tromboembolik hastalık için bir risk faktörü olduğu iyi bilinmektedir. Obezitenin çocuklarda da derin ven trombozu ve pulmoner emboli gelişimi için artmış bir risk oluşturabileceği düşünülmektedir (1,2).

2019 yılının Kasım ayında yeni bir koronavirüs üyesi olan SARS-CoV-2, Çin’in Hubei eyaletinde insanları enfekte etmeye başlayarak solunum bozukluklarına ve ölüme neden olmuştur. Bulaşma kontrolsüz hale gelmiş ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ilk vakanın bildirilmesinden 3 ay sonra pandemi durumu ilan etmiştir. SARS-CoV-2 enfeksiyonunun neden olduğu bir hastalık olan Koronavirüs Hastalığı-2019 (COVID-19), 13 ay içinde dünya genelinde milyonlarca kişiyi enfekte ederek yaklaşık olarak 1 milyon 840 bin kişinin ölümüne neden olmuştur. 42 çalışmanın ve 275.661 çocuğun dahil edildiği bir meta-analiz, obez çocukların normal kilodaki yaşıtlarına göre 2,87 kat daha yüksek COVID-19 ve buna bağlı ölüm riskine sahip olduğunu ortaya koymuştur (11).

Çocukluk çağı obezitesine neden olabilecek genetik ve çevresel risk faktörlerinin saptanarak fazla kilo almanın önüne geçilmesi büyük önem taşır. Çünkü obezitenin tedavisi zordur ve her zaman başarılı sonuç almak mümkün değildir. Süt çocukluğundan itibaren aylık taramalarda boya göre artmış vücut ağırlığı tespit edilerek erken dönemde gerekli önlemler alınmalıdır. Eğer çocukluk çağı obezitesi endokrin bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmışsa, hekim tarafından değerlendirilip bu doğrultuda tedavi yapılması uygun olacaktır. Eğer endokrin bir neden tespit edilmemişse obeziteye neden olan çevresel faktörlerin modifiye edilmesi gerekmektedir.

Sağlıklı beslenme alışkanlıkları elde edilmesi için ebeveynlerin bu konuda çocuk için rol-model olması önemlidir. Günün belirli saatlerinde tüm aile bireylerinin birlikte sofraya oturması ve küçük porsiyonlardan ve sebze ve protein ağırlıklı gıdalardan oluşan öğünlerin yenmesi, öğünler arasında sağlıksız atıştırmalıklardan kaçınarak yine küçük porsiyonlar halinde kuruyemiş ya da meyve tüketilmesi obezitenin önüne geçmede etkili olacaktır. Küçük yaşlarda çocuğun mono sodyum glutamat ve doymuş yağlar içeren cips benzeri sağlıksız gıdalarla ya da şekerli ve gazlı içeceklerle tanışması ileriki zamanlarda bu tür beslenmeyi alışkanlık haline getirmesine neden olacaktır. Anne-baba olarak üzerimize düşen görev bu tür alışkanlıkların önüne geçmek için paketlenmiş gıdaları eve sokmamak olmalıdır. İşlenmiş şeker yerine hurma ya da pekmezin kullanıldığı sağlıklı atıştırmalıkların tariflerine internetten kolayca ulaşabiliriz.

Egzersiz alışkanlığını küçük yaşlarda çocuklarımıza aşılamamız gerekmektedir. Açık havada yapılan yürüyüşlerin hem beden hem de ruh sağlığı üzerine çok olumlu etkileri bulunmaktadır. Pandemi döneminde evde kalmamız gereken şu günlerde çocukları televizyon başına oturtmak yerine ailece yapılacak ev içi egzersiz hareketleri bu konuda faydalı olabilir. Amerikan Kalp Vakfı’nın hazırlamış olduğu “Leslie ile Üç Mil” adlı videoyu izleyerek günde 45 dakika evde aerobik egzersiz yapılmasını tavsiye ederim. İnternette buna benzer birçok videoya ulaşmak mümkündür. Bunun dışında asansör yerine merdiven kullanmak, sabahları okula yürüyerek gitmek gibi yaşam tarzı değişiklikleri de fazladan kalori harcamalarına neden olarak obezitenin önlenmesi açısından katkı sağlayacaktır.

Obezite kader değildir. Yaşam tarzı değişiklikleri, doğru beslenme ve düzenli egzersizle ideal kiloya kolayca ulaşabiliriz. Hepimize sağlıklı beslendiğimiz, düzenli spor yaptığımız mutlu bir 2021 diliyorum. Esen kalın.

 

KAYNAKLAR

Kelsey MM, Zaepfel A, Bjornstad P, Nadeau KJ. Age-related consequences of childhood obesity. Gerontology 2014;60:222-8.

Choudhary AK, Donnelly LF, Racadio JM, Strife JL. Diseases associated with childhood obesity. American Journal of Roentgenology 2007;188(4):1118-30.

Ochoa MC, Moreno-Aliaga MJ, Martínez-González MA, Alfredo Martínez J, Marti A. Predictor factors for childhood obesity in a Spanish case-control study. Nutrition 2007;23(5):379-84.

Woo Baidal JA, Locks LM, Cheng ER, Blake-Lamb TL, Perkins ME, Taveras EM. Risk Factors for Childhood Obesity in the First 1,000 Days: A Systematic Review. Am J Prev Med 2016;50(6):761-779.

Moreno LA; Rodríguez G. Dietary risk factors for development of childhood obesity. Current Opinion in Clinical Nutrition and Metabolic Care 2007;10(3): 336-41.

Alviola PA, Nayga RM, Thomsen MR, Danforth D, Smartt J. The effect of fast-food restaurants on childhood obesity: A school level analysis. Economics & Human Biology 2014;12:110-19.

Miller AL, Lumeng JC, LeBourgeois MK. Sleep patterns and obesity in childhood. Curr Opin Endocrinol Diabetes Obes 2015;22(1):41-7.

American Academy of Pediatrics. Prevention of Pediatric Overweight and Obesity. Pediatrics 2003;112(2):424-30.

Arens R, Muzumdar H. Childhood obesity and obstructive sleep apnea syndrome. J Appl Physiol (1985) 2010;108(2):436-44.

Barber TM, Hanson P, Weickert MO, Franks S. Obesity and Polycystic Ovary Syndrome: Implications for Pathogenesis and Novel Management Strategies. Clinical Medicine Insights: Reproductive Health 2019;13:1-9.

Tsankov BK, Allaire JM, Irvine MA, Alison AL, Sauve LJ, Vallance BA, Jacobson K. Severe COVID-19 Infection and Pediatric Comorbidities: A Systematic Review and Meta-Analysis. International Journal of Infectious Diseases 2021; 103: 346-56.